Barbaros'la, bizim derginin yılbaşı partisinde tanıştık.
Gene çizme giymiştim; galiba çizme giyince kendimi prenses
gibi hissediyordum.
“Allah Allah,” demişti Neşe Abla, “seni hangi masallarla
büyüttüler acaba?”
Sinan Sungur, o senenin aralık ayı başında dergiye yeni bir imtiyaz sahibi atamıştı. Tabii o zamanlar yeniydi, bu ağustosta, yani birkaç hafta sonra, şaka maka iki yıl olacaktı.
Ailenin uzak amcalarından, nedense beyaz favoriler bırakmayı seven, tonton patronumuz kendi rızasıyla emekliye ayrıldıktan sonra, hepimiz onun yerine Tomris Hanım'ın gelmesini bekliyorduk.
Aslında eski patrondan memnunduk. Aramızda onun hakkında konuşmayı da severdik. Uzun beyaz favorilerini kastederek, bence Freud'un bu konuda söyleyecek çok şey vardır, derdim, Neşe Abla, Freud'a kadar gitme, benim de söyleyecek çok şeyim var, derdi.
Bir ara toplu e-posta göndermeye takılmıştı.
Her gün dört-beş tane, kelebekli papatyalı slayt gösterileri
ya da klasik müzik bağlantıları olan, bazıları uzadıkça uzayan satırlarla
tarihi gerçeklerden, tıbbi bilgilerden, kendimizi ve birbirimizi sevmemiz
gerektiğinden söz eden, dünya gümrük gününü (26 Ocak), dünya meteoroloji gününü
(23 Mart), dünya kooperatifçilik gününü (21 Aralık) kutlayan mesajlar alırdık.
Sağ olsun, Freud'un söyledikleriyle ilgili mesajlar bile göndermişti.
Binanın önünden geçiyordum, diyerek dergiye uğradığı her sefer, ofiste gördüğü herkese gülümsediği ve mutlaka hatır sorduğu halde, burada ne yaptığımızı bildiğinden bir türlü emin olamıyorduk. Gerçi önemi de yoktu çünkü patronluk taslamaya kalkmazdı ve Tomris Hanım'ın işine de hiç burnunu sokmadı.
Neden emekli olmak istediğini anlayamamıştık. Emekli olduktan sonraki hayatının, olmadan önceki hayatından ne farkı olacağını çok düşündük ama bulamadık. O halde bu operasyonun amacı, olsa olsa Tomris Hanım'ı patron yapmak olabilir, dedik.
Bunu aramızda konuşa konuşa, bunun böyle olacağından emin
olduk. Tabii dedikodularımız Tomris Hanım'ın kulağına da gidiyordu.
Sadece bir kere, “aile şirketine, çalışanlardan birinin
patron olması nerede görülmüş arkadaşlar,” diye bir yorum yapan Tomris Hanım,
aslında dilek ve beklentimiz olan dedikodularla arasına bir duvar örüvermişti.