Vur Patlasın Çal Oynasın



Yandım hop Çerkes
Yanıyor herkes

Bir ateşim yanarım
Külüm yok dumanım yok

Kılıcımı vurdum taşa
Taş yarıldı baştan başa

Ey sevdiğim
Senden şikâyetim var
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin
Ben de bir insanım
Bir de canım var
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin

Ben de şaştım
Nasıl oldu yüreğime inmedi
Dilde yalnız dolaştım hep
Gözyaşlarım dinmedi

Göze mi geldik
Sen mi unuttun
Gelmiyorsun ah
Öyle karanlık gece ki ruhum
Olmuyor sabah

Koklasam saçlarını bu gece
Ta fecre kadar

Bugün güzelliğin dünden ziyade

Geçti dost kervanı eyleme beni

Kapıdan geçti yârim
Yaramı değişti yârim
Uydu eller sözüne
Benden vazgeçti yârim

Rastık kaşına
Fes başına
Püskülü ben olayım

Adana'ya bir kız geçti gördün mü

Derler ki
Bu dünyayı yakan aynı güneştir
Gel gör kor dudaklar ne ateştir

Gönlüm seni sevdi
Ah ne diyeceksin

Var ey gitme pazara
Uğratırlar nazara

Dilde gayret gözde gayret
Aman gönül sabret sabret

Tellal gözün kör olsun
Beni verdin dillere

Açsam sana bir gün
O derin hicranımı diyorum

Ünlüledim Ayşe diye
Odayı döşe diye
Ünledim Fatma diye
Kaşların çatma diye
Ünledim Gülsüm diye
Yanıma gelsin diye

Bülbülün kanadı beyaz
Gece uzun gündüz ayaz

Özü çürük imiş
Duyduk sonradan

Sen körfeze geldiğin zaman
Yıldızlar güler
Susar deniz susar rüzgar
Susar birer birer

Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun
Gelmiyorsun
Mevsimler gelip geçiyor
Sen gülüyorsun

Yüksek ayvanlarda bülbüller öter
Bülbülün figanı âleme yeter

Denizde acaba kayık mıdır
Kaldık uzak uzağa
Ağlasam ayıp mıdır

Dere akıyor dere
O da nafile yere
Bağladılar başımı
İstemediğim yere

Sen saçlarıma dolan aklar gibisin
Ansızın uykularıma doğan

Sen gül dalında gonca
Ben dağ yolunda yonca

Sevdi aldattı beni
Güldü ağlattı beni
Gittim kölesi oldum
Götürdü sattı beni

Ben bir bahtı karalıyam
Ta ezelden yaralıyam

Beni bir sevdaya salan
Bir ağa beyim var benim
Bir paşa beyim var benim

Güzelleri olmasa
Bu dünya neye yarar

Bir kazma al bir kürek aman
Mezarımı kaz gayrı

Hayat budur sevgilim
Geçenler unutulur
Yâre ömrünü versen
Gene başka yar bulur

Gün gördüm günler gördüm
Senin kahrından öldüm

Bahara ermedi ömrüm

Bendim geçen ey sevgili
Sandalla denizden

Dikensiz gül olmazmış
Çilesiz gönül Ayşe’m
Her kuş bülbül olmazmış
Her çiçekten gül Ayşe’m

Menekşeler sulandı
Sular menekşelendi

Öyle bir yar sevmişim
Şan olsun memlekete

Yüce dağlar
Yüreğimi bir kor dağlar

Beyaz giyme tanırlar
Seni yolcu sanırlar
Zaten bende talih yok
Seni benden alırlar
Beyaz giyme toz olur
Siyah giyme söz olur
Gel beraber gezelim
Muradımız tez olur

Aman aman
Dün gece yar hanesinde
Yastığım bir taş idi
Altım çamur üstüm yağmur
Yine gönlüm hoş idi
Aman
Ben yandım seni bilmem

Haydan olur huydan olur
Arap atı taydan olur
Bu güzellik soydan olur
Üç o yandan beş bu yandan
Bir de gönül yaylasından

Giresun’da kayıklar
Kızlar fındık ayıklar
Sevenler sevdiğini
Gece gündüz sayıklar

Akşam olur sabah olur
Yar gelmez
Sanırım ki beklediğimi bilmez
Gelmez canım
Gelmez gülüm
Gelmez yavrum
Ah gelmez

Gül ağacı değilem
Her gelene eğilem
Çek elini elimden
Ben sevdiğin değilem

Nice dile arz eyleyen
Kızıl gülem ben
Kollarını sar boynuma
Sevgilinem ben

Yumurtanın kulbu yok
Gözlerimde uyku yok
Sür gemici gemiyi
Hiç kimseden korkum yok

Bir su içtim testiden
Sensin beni mest eden

Tepsi tepsi fındıklar
Ayşe de Veli Aga’yı gıdıklar

Evlerinin önü kavak
Elim kına yüzüm duvak
Merhamet et halime bak
Oy oy sebebim

Giydim çarıklarımı
Gel bağla bağlarını
Terk ettim gidiyorum
Bayburt'un dağlarını

Kaldır kolun oynasın
Sür cezveler kaynasın

Saçlarıma ak düştü
Sana ad bulamadım
Gönülr uçmak düştü
Bir kanat bulamadım

Saymadım kaç yıl oldu
Sen ellerin olalı
Bilmem yüzüm güldü mü
Ayrıldık ayrılalı
Beni sorarsan eğer
Gönlüm hâlâ yaralı

İlik düğme olaydım
O yârin kollarında

Çirkin ile bal yenmez
Güzel ile taş taşı

Güzeller güzeller
Nerede gezerler aman

Üzüldüğün şeye bak

Keşke sevmez olaydım
Yârimin yâri varmış

Aynalı körük olmazsa
Ben gelin gitmem
Ud kemâne çalmazsa
Aynalı körüğe de binmem

Yabancı olduk şimdi
Yazık birbirimize
İstersen gel dönelim
Eski günlerimize

Sevgi deli gönülden
Bir gönüle akıştır
İzi hiç silinmeyen
İlk yakıcı bakıştır

Kimseler gelmez senin
Feryâd-ı âteş bağrına
Yandın ey bîçare gönül
Yandın melânet nârına

Seni
Yalnız seni
Çılgın gibi
Hâlâ severim

Dağlar dağladı beni
Gören ağladı beni
Ayırdı zalım felek
Derde bağladı beni

Vay bana vaylar bana
Su vermez çaylar bana
Gitti yârim gelmedi
Yıl oldu aylar bana

Bu dünyada ölüm var
Ölüm varsa zulüm var

Ben yârimi severim
Turfanda yemiş gibi

Tut elimi tut sarı kız
Ölüyorum

Kız nereden geleyim
Hep sarmışlar yolları

Gökte yıldız ellidir
Bu iş baştan bellidir
Gelinlerin duvağı
Fiyonk fiyonk tellidir

Sustu ağlattı beni
Derde bağlattı beni

Dokunma kalbime
Zira çok incedir kırılır

Eller aldı yârimi
Ben yarsızım bir hoşum

Seni merhem diyorlar
Kalbimin yarasına

Böyle bir kara sevda
Kara toprakta biter

Yâre tel çekem dedim
Tel derdim iletmiyor

Yaylasından inmişler
Üç kız bir ana
Karaları giymişler
Acınır hallerine
Sokuldum yanlarına
Giymişler aba
Demezler bana
Üç kız bir ana

Kız benimle oynadın
Başkasıyla oynama

Bay Mustafa çağırdı
Dama oynamaya

Suda balık yan gider
Açma yaram kan gider

Bana insan değil
Ağlar melekler

Ey ceylan bakışlım
Ey boyu beste

Geldi ağustos ayi
Nerdesin Ali dayi
Bıldırcınlar geliyi
Hazırla atmacayi

Ah ne yaman güzelleşmiş
Allahtan bulasıca

Sunamız gölde kaldı
Gözümüz yolda kaldı

Kaşlar kara
Gözler benzer ceylana

Bağ ayrı bostan ayrı
Olamam dosttan ayrı

Bir cigara iç oğlan
Gel kapıdan geç oğlan
Beni sana vermezler
Bu sevdadan geç oğlan

Birleşebilir mi, ah
Aşk ihtirasla
O güzel başını
Göğsüme yasla

Kara kaşlı yar
Söyle derdini
Ne bileyim ben senin
Cama geldiğini
Candan sevdiğini
Gönül verdiğini

Üç günlük gelin iken
Bana selamı geldi
Seni domuzun kızı
Hayırsızın gelini

Taze karlar yağmış
Karın üstüne

A ceylan sevgilim
Sırrımı bilmedin

Camekanın içinde
Ayna mısın cam mısın

Ocak başında kaldım
İnce fikire daldım

Tabancamı yağladım
Sağ yanıma bağladım
Eniştemi ben vurdum
Hem vurdum hem ağladım

Çaya vardım çay bulanık
Eve vardım yar uyanık
Kız seni sevsem olmaz mı

Yolumuz gurbete düştü
Hazin hazin ağlar gönül
Araya hasretlik girdi
Hazin hazin ağlar gönü
Garip garip ağlar gönü
Dertli dertli ağlar gönü

Gel gel yanıma keklik
Kastın canıma keklik

Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa

Yeşil yaprak arasında
Kırmızı gül goncası
Nerelerde mesken tuttu
Gönlümün eğlencesi

Sitem hançerin
Takmış göğsüne

Kader
Kime şikâyet edeyim seni
Bilemem
Alnıma yazılmış yazısın
Derinsin
Silemem

Ben gülü deste bağladım
Desteyi beste bağladım
Yemenimin yeşili
Ben kaybettim eşimi
Yemenimin uçları
Çıkamam yokuşları

Beni çoban yapsınlar
Kızların sürüsüne

Bir bahçeden bir bahçeye
Salla yemeni
Ah severler seni

Yalvarırım üzme beni
Sen de ben gibi yanarsın
Aşkım
Ömrüm
Nerede diye sızlanırsın

Baharın gülşen çağında
Ne geziyorsun bağı bülbül

Yabancı olduk şimdi
Yazık birbirimize
İstersen gel dönelim
Eski günlerimize

Buna yanık sevda derler
Tez geçer

Önce elimden tuttu
Sonra bıraktı kader

O beni
Bir bahar akşamı
Terk edip gitti


Yanık çayırlarda çimen biter mi
Oğulsuz evlerde duman tüter mi

Bülbülün çilesi yanmakmış güle
Ömürler geçiyor ağlaya güle
Gelmeden yolculuk sırası bize
İçelim a dostlar
Neş’e dolalım
İçelim bu akşam
Sermest olalım

İçimde kim vardır, bir bilebilsen
Sen seni bulursun, kalbime girsen

Kara talihimden yine bu yıl da
Baharı görmeden yaz geldi geçti

Adını andıkça titrerim halâ
Var mı benim gibi aşka müptelâ

Değmen benim gamlı yaslı gönlüme
Ben bir selvi boylu yardan
Ayrıldım, ayrıldım, ayrıldım

El oğluna yandım ben
Hayda güzelim
Kendi yârim sandım ben
Kendi malım sandım ben

Bir vefa kalmadı
Ok ile yayda

Rüya gibi uçan yıllar
Biraz durun
Durun biraz
Rüya gibi uçan yıllar
Kaybolan günlerim için
Hesap sorun
Sorun biraz
Rüya gibi uçan yıllar
Bu akılsız başa
Şimdi vurun
Vurun biraz

Kuru kütük yanmayınca tüter mi
Ak gerdanda çifte benler biter mi
Vakti gelmeyince bülbül öter mi

Öldürdü beni
O ceylân balam

Mektebin bacaları
Ders verir hocaları

Çümüdüm yar
Derdinden çürüdüm yar

Senin nazlı ananı
Ben getirdim imâna
Kımıldanıver

Yine gam yükünün kervanı geldi
Çekemem bu derdi felek seninle

Seni ilk gördüğüm gün
Dedim ah
Benim olsan

Kara kaşlar kara gözler sende var
Yorulmadık deli gönül bende var

Yedi yıldır derde derman aradım
Demedin ki derde derman bende var

Gittiğin yolları yakın sanarak
Hasretin zehriyle her an yanarak

Çorum ile Sungurlu´nun arası
Yaktı beni kaşlarının karası
Sende sevda bende gönül yarası
Vermem seni yâd ellere

Şahinim yok çıkamam ava
Ne yaptımsa aldım hava

Garip bir kuştu gönlüm
Elimden uçtu gönlüm
Saçının tellerine
Kapıldı uçtu gönlüm

Dostun bahçasına bir hoyrat girmiş
Gülünü dererken dalını kırmış

Gülsüz bahçelerde bülbül öter mi
Âşık olan garibin derdi biter mi

Taşa çaldım ayva ile narımı
Hep harcadım elde olan malımı

Şu garip gönlüm için
Kanun icad olaydı

Gizli aşk bu
Söyleyemem
Derdimi hiç kimseye
Zevke veda
Neş´eye de
Veda ettim her şeye

Sarı kavun dilimi
Tut kaynana dilini
Madem tutamazsın dilini
Ne alırsın gelini

Öpmelere nazik
Küsmüşler yazık
Ak kolların sıktırmış
Altın gümüş bilezik

Çek deveci develeri nadastan
Şimdi kızlar birbirinden bedesten
Devesi var çansız
Gerdanı var bensiz
Ben olamam sensiz
Sen de durma bensiz
Çek deveci develeri engine
Şimdi rağbet güzel ile zengine

Sende hançer bende yürek yarası

Elalem al giymiş ben karalıyam

Hatçam çıkmış gül dalına
Güller takılmış gerdanına
Uyma dedim Hatçam eller sözüne
Oynatırlar seni Hatçam cura ile saz ile

Aşkın pazarında canlar satılır
Satarım cânımı alan bulunmaz

Ne ben öldüm kurtuldum
Ne sen geldin imana

İki öptüm bir de sevdim
Ondan ben ne fayda gördüm

Sebep sensin gönülde
Sürüklersin beni
Bilirsin müptelayım ezelden

Beni âteşlere salan o kapkara siyah gözler
Beni çılgın gibi yakan o tatlı sözler güler yüzler

Ud kemençe çalmazsa
Aynalı körüğe de binmem

İçimde nice uzun yılların özlemi var
Bu gece efkârlıyım
Ağla gitar çal gitar

Bugün efkârlıyım
Açmasın güller

Sen bu yaylaları yaylayamazsın

Ölüp de mezara girdiğim zaman
Ben susayım kemiklerim söylesin aman

Diyorlar kül olmaz ateş yanmadan
Denizler durulmaz dalgalanmadan

Bir güzeli bir çirkine verseler
Güzel ağlar çirkin güler bir zaman

Bilmediler kadrimi
Ucuz pahaya sattılar

Bir kara kaşın bir kara gözün
Değer dünya malına

Güneş gibi şahsım olsa
Devlet gibi tahtım olsa
Gazi gibi bahtım olsa
Gene bana varan olmaz
Ben bu ellerden gideyim
Nideyim ben bu ellerden gideyim

Kalbim yanıyor ismini her kim anarsa

Yol üstüne kazın benim mezarım
Yar gelip geçtikçe bana can gelir

Özlemek neye yarar
Sevenin olmayınca

Ben feleği gördüm taştan inerken

Bülbülüm altın kafeste
Öter aheste aheste
Yere düştü alamadım fesimi
Çok ünledim yar duymadı sesimi

Kula kul oldum aman kurtarınız

Kaderimde hep güzeli aradım
İçimdeki sazlar başka söz başka

Gönül dili çiçekler ve kuşların dilidir

Cahar attım şeş oynadım oy

Gördüm iki kişi mezar eşiyor
Gam kasavet gelmiş boydan aşıyor
Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor
Gel de bu dünyayı yor deli gönül
Mevlâm kanat vermiş uçamıyorsun
Bu sathî dünyadan geçemiyorsun

Ta fecre kadar
Balkonun altındaki bendim

O geçen günlerimiz bir hayal oldu

Belki bir sabah geleceksin
Lakin vakit geçmiş olacak
Gönül hicran şarabından
Yudum yudum içmiş olacak

Şen kahkahamız bahçelerin
Boynunu sardı

Ufacık tefeciktin yemyeşil gözlerin vardı
Aşkı inkâr edişinde bile
Bir güzellik bir zarafet bir incelik vardı
Ufacık tefeciktin
Sevgilim sende bir başkalık vardı
Sebep dedim
Gülümsedin
Dedin ki aşkından daha güzel hasretin

Gözüm yaşın durmuş iken aman
Yine başladı hey

Adım ne idi unuttum aman aman
Sorulmayı sorulmayı

Kız sen ne güzelsin
Sana gençler tapacaklar
Saklan güzelim kalbime saklan
Kapacaklar
Harmanda bütün gün dolaşıp kur yapacaklar
Saklan güzelim kalbime saklan
Kapacaklar

Armut dalda kız bahçede sallanır
Yere düşer şekerlenir ballanır

Nasıl Kıydın Mefaret Hanım kendi kendine

İnsan eniştesinin kıyar mı canına

Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz
Gel seninle gezelim ince belli kız

Kız sandalı kalbim gibi oynatma dümenden

Aşk ile pervane dönersin
Yalansın dünya

Akşam aşıp gidiyor
Fikrim şaşıp gidiyor

Yıldız akşamdan doğarsın
Dağlara boyun eğersin
Ben gibi yar mı seversin
Doğmayaydın mavi yıldız
Benim gibi perîşânsın
Yardan bana bir nişansın
Doğmayaydın mavi yıldız

Hastane önünde incir ağacı
Doktor bulamadı bana ilacı

Yâ Rab, kalbimin sahibi nerede

Bağlanalım bir kararda duralım.
Ne sen beni unut ne de ben seni

Zühre yıldızının nişanı var sende
Korkarım cihanı yakar gözlerin

Canlar şikest olmuş meyler dökülmüş
Sakiler meclisten çekmiş ayağı

Ellerim böyle boş mu kalacaktı

Meşelidir bizim dağlar meşeli
Kırk yıl oldu ben bu derde düşeli

Yeşil yaprak arasında kırmızı gül goncası

Sen nazlı gezerken güzelim güller içinde
Ben şiir okusam hüsnüne bülbüller içinde
Yaslan şu yetim kollara bir kerecik olsun
Ben can vereyim şevk ile kâküller içinde

Bu dert beni iflah etmez del eyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var

Sırma saçın burma burma öreyim
Söyle aşkın neymiş ben de bileyim

Âteşin gözlerini ruha kemend etme sakın

Sırma saçın burma burma öreyim
Söyle aşkın neymiş ben de bileyim

Âteşin gözlerini ruha kemend etme sakın

Gönlümün şarkısını gözlerinde okurum

Seven aldatır güler atlatır

Vardım baktım süt pişirmiş
Sütün kaymağın taşırmış

Ayrılık sürmesi çekmiş gözüne

Haydi yarim evde misin
Silinmeyen camlara perde misin

Bu dağlarda ceylan balalar
Ceylanın balasını okçu yaralar

Arpa ektim biçemedim
Bir düş gördüm seçemedim

Aşağıdan gelen hanım oynasın
Keklik kebabını yiyen doymasın

Kurudum kibrit oldum
Üflesen sönüyorum

Hicran, yine hicran mı bu aşkın sonu söyle
Dalgın ki o gözler seni söyler bana böyle

Halime kız çay aşağı gidiyor
Kaşı ile gözü gel gel ediyor

Derdime âşina olan bu sazı
Çalmasam bir türlü çalsam bir türlü

Gözlerin bir aşk bilmecesi sorar gibi
Bakışın eski günleri arar gibi

Ayrılık rüzgârı gönlüme doluyor
Vuslatın çiçeği açmadan soluyor
Sevgiler ümitler hep hayal oldu
Aşkımız heyhat bir masal oldu

Cennetten süzülüp gelir gibisin
Sözlere sığmayan şiir gibisin
İçimde çağlayan nehir gibisin

Meşelidir enginde dağlar meşeli
Üç yıl oldu ben bu derde düşeli

Yeşil ördek gibi daldın göllere
Sen düşürdün beni dilden dillere
Başım alıp gidem gurbet ellere
Ne sen beni unut
Ne de ben seni

Gide gide yorgun gitmez dizlerim
Arıyorum görmez oldu gözlerim

Odasına girdim fincan elinde
Saatin kordonu ince belinde aman
Aman kaşları keman
Gözleri yaman
Odasına girdim ne haller olmuş
Kaşı ile gözü pek yaman uymuş
Aman aman, kaşları keman
Gözleri yaman

Suda balık yan gider
Yandım aman aman aman
Açma yaram kan gider
Yaralıyam bana değme
Baygınam gel gönlüm eyle
Ecel gelmiş can gider
Yandım aman aman aman
Buna tabip neylesin
Yaralıyam bana değme
Baygınam gel gönlüm eyle

Kara bulutları kaldır aradan
Ne kadar özenmiş seni yaradan
Vay aman
Dilinden anlayan bülbül az olur
Gönülden çağlayan aşkın saz olur
Sen gelmezsen bahar geçer
Yaz olur
Vay aman
Beri gel gönlüme
Çağlayanım gel

Başka söz söylemem
Aşktan yana ben
Yaralı bir kuşum battım kana ben
Ömrümce baş koydum güzelliğine
Azatsız köleyim bil ki sana ben

Ben o yâre neylemişem
O yar benden kenar gezer

Olamaz bir çare o nişanlıdır