Bırakmış gidiyorken, “bir dakika bir dakika,” diye garsonun
arkasından seslendim ve, “bu bir porsiyon mu,” diye sordum.
“Evet efendim.”
“Fiyatı ne kadar?”
Masamızda durduğunu bile bilmediğim menüye uzandı, hindiba salatasını bulup gösterdi. O kadar makul bir fiyattı ki gözlerime inanamadım. Bu salatayı İstanbul'da yemeye kalksaydık, sipariş alırken bizden kefil isterlerdi.
“Teşekkür ederim,” dedim, “bir de, bence kimseye efendim demek zorunda değilsin, nazik davranman yeterli; ben neden senin efendim olayım, değil mi?”
Çocuk cins cins insan görüyor olmalıydı. Soruma soruyla cevap verdi: “Başka bir isteğiniz var mıydı?”